Sıra Dışı Doğa Olayları
“Devam eden olimpiyatlarda bazı sporcular dünya rekorları kırdı. Halterde şu ana kadar kaldırılamayan
ağırlık, sırıkla atlamada en uzun yükseklik ve bayrak yarışında ise en kısa süreli koşu gerçekleştirildi.
Bu rekorların kırılması çok güç...”
Yukarıda anlatılan olaylar insanlar tarafından her zaman ulaşılması kolay olmayan değerlerdir. Dünya
üzerinde de buna benzer ekstrem doğa olayları yaşanmaktadır. Ancak doğa olayları herhangi bir yerde
normal sürecini yaşarken bazen bu seyrinin dışına çıkarak o güne kadar görülmeyen ya da çok seyrek
görülen olaylar şeklinde gerçekleşmektedir. Ekstrem olarak ifade edilen bu olaylar, doğal süreçler
üzerinde önemli etkilere sahiptir.
Ekstrem Sıcaklıklar (Aşırı Sıcaklar ve Soğuklar)
Herhangi bir yerde o güne kadar görülmeyen ya da çok seyrek görülen sıcaklık ve soğuklukların belli
bir süre yaşanması, başta insanlar olmak üzere bütün canlıları, olumsuz yönde etkilemektedir. Bugüne
kadar yapılan ölçümlere göre yeryüzünde şimdiye kadar en yüksek hava sıcaklığı 57 oC ile Afrika kıtasının
El Azizias kentinde (Libya) 13 Eylül 1922’de ölçülmüştür. Avrupa’da ise en yüksek hava sıcaklığı Sevilla
kentinde (İspanya) 4 Ağustos 1981’de 50 oC olarak kayıtlara geçmiştir.
Hava sıcaklığında ekstrem değerlerin görülmesinin doğal sistemler üzerindeki en önemli etkisi kuraklıktır.
Herhangi bir yerde hava sıcaklığının uzun süre aşırı yüksek veya aşırı düşük değerlerde seyretmesi
kuraklığa neden olur. Bu sürenin uzaması kuraklığın şiddetini de artırır. Örneğin, 1980 yılında ABD’de
görülen yüksek sıcaklık değerleri büyük bir kuraklığın yaşanmasına neden olmuştur. ABD’de 1997-2001
yılları arasında kış mevsiminde görülen ekstrem düşük sıcaklıklar çok büyük felaketlere sebep olmuştur.
Bu olaylara bağlı olarak birçok canlı türünde toplu ölümler meydana gelmiştir.
Türkiye, etkilendiği hava kütleleri, basınç yapılarının özelliği, genel fiziki coğrafya koşulları ve bulunduğu
enlem derecesi nedeniyle aşırı sıcak ve soğuklar ile kuraklığın sıkça görülebildiği bir ülkedir. Sibirya
kökenli karasal kutbi hava kütlesi ile denizel kutbi hava kütlesinin etkilemesi aşırı soğuk hava dalgasının
yaşanmasına neden olur. Bu durum insanların ve diğer canlıların yaşamlarını etkilemekte, akarsular,
göller ve göletler donmakta, enerji üretimi aksamakta ve büyük ekonomik kayıplar yaşanmaktadır.
Karasal tropikal hava kütlesinin belli dönemlerde yurdumuzun güney ve güneydoğu yönlerinde etkili
olması ekstrem sıcaklıkların yaşanmasına neden olmaktadır. Bu durum canlı yaşamını ve ekonomik
faaliyetleri olumsuz yönde etkilemektedir.
Türkiye’de aşırı sıcaklıklar sonucu yaşanan olumsuzluklara örnekler veriniz.
Şiddetli Rüzgârlar ve Fırtınalar
Kasırga, hortum ya da tayfun aynı meteorolojik olayı anlatmakta kullanılan sözcüklerdir. Bunlar
tropikal alçak basınç etkisi ile oluşmaktadır. Bu fırtınalar sonucu çok büyük enerji açığa çıkmaktadır. Can
ve mal kaybına yol açan bu tropikal fırtınalar, yılın belli dönemlerinde belli bölgelerde ortaya çıkmaktadır.
Örneğin, Hint Okyanusu’nda ocak-mart ayları arasındaki fırtınalar tayfun olarak adlandırılır. Hazirankasım
ayları arasında Florida’da saatte 80-120 km hızla ilerleyen tropikal hortumların çapı 300 ila 1000
km’yi bulur, güzergâhları binlerce km’ye uzanabilir ve etkileri bir hafta devam eder. Alçak basınç noktası
civarında, hızı saatte 300 km’yi bulabilen çok kuvvetli rüzgârlar oluşur. Bünyelerine aldıkları nem yüksek
irtifada yoğuşarak şiddetli yağmurlara dönüşür. Kasırga karaya ulaştığında giderek hız kaybetse de şiddetli
rüzgârlar ve yağışlarla büyük hasara neden olabilir. Deniz seviyesi birkaç metre yükselir, bu da su
baskınlarına yol açar. Örnek olarak 1900 yılının eylül ayında etkili olan kuvvetli rüzgârların meydana
getirdiği dalgalar nedeniyle Galveston/ Teksas’da çok sayıda insan hayatını kaybetmiş, Galveston
şehrinin büyük bir bölümü sulara gömülmüştür.
Tayfunlar Asya’yı Vurdu
Vietnam’da meydana gelen Lekima tayfununun ardından bölgede durum endişe verici boyutlara
ulaştı. Çin’in güneydoğu kıyılarını vuran tropikal fırtınaysa büyük maddi hasara yol açmış durumda.
Güneydoğu Asya ülkelerinden Vietnam’da yaşanan Lekima tayfununun ardından hâlâ yüzlerce ev sular
altında. Tayfun, ülkenin orta kesimlerinde toprak kaymaları ve su baskınlarına yol açtı. Tayfun
nedeniyle çok sayıda ev oturulamaz hâle geldi. 15 bin hektar pirinç tarlası da sular altında kaldı.
Felaketin faturasının 40 milyon dolardan fazla olduğu tahmin ediliyor. Tayvan’da yaşanan Krosa tayfunu
ise Çin kıyılarına doğru tropikal fırtınaya
dönüştü ve beraberinde getirdiği sağanak yağış
sellere yol açtı. 1,5 milyon kişinin tahliye edildiği
bölgede nehirlerin taşması bazı kentleri sular altında
bıraktı. Deniz ve hava ulaşımı bu durumdan
olumsuz etkilenirken, bazı yolların yıkılması
nedeniyle kara ulaşımı da aksadı. Yetkililer, bölge
halkını yağışların devam edeceği ve toprak kaymalarının
yaşanabileceği konusunda uyardı. Asya
ülkelerinden Çin, Tayvan, Filipinler ve Japonya’da
ağustos ayında başlayan tayfunlar yıl sonuna kadar
etkili oluyor.
Şiddetli depremler ya da volkanizma nedeniyle
okyanus tabanında kırılan büyük plakalar, okyanusta
büyük dalgalar meydana getirir . Bu dalgaların saatteki
hızı zaman zaman 800 km’ye kadar ulaşır. Kıyıya
doğru ilerleyen dalgalar sığ sahillere ulaştıklarında
hızları düşer fakat dalga boyu yükseklikleri artar.
Tsunami adı verilen dev dalgalar kıyıya ulaştıklarında
çok büyük tahribata neden olur. (Fotoğraf 1) Tsunami,
deniz dibinde meydana gelen volkanik patlamalar
sonucunda da oluşabilir. Örneğin, 22 Mayıs 1960’ta
Şili açıklarındaki bir depremin neden olduğu tsunami,
sadece Şili kıyılarını değil, Pasifik Okyanusu’nda 15
saatte 12 bin 500 km yol alarak Hawaii Adaları’nı da
etkilemiş, 22 saat sonra da Japonya kıyılarını sular
altında bırakmıştır. 1883 yılında Krakatua (Endonezya)
Yanardağı’nın püskürmesine bağlı olarak oluşan
tsunamiyle yüksekliği 35 metreye yaklaşan dalgalar,
Sumatra ve Java adalarında 36.500 kişinin ölümüne
Depremler
Çok sık görülen bir doğa olayı olan depremlerin
çoğu, insanlar tarafından hissedilmez. Ancak yıkıcı
olan depremler bazen doğada çeşitli değişimler meydana
getirir (Fotoğraf 2). Shensi (Çin), de 1556 yılında
yaşanan ve 830 000 kişinin yaşamını yitirdiği
deprem tarihe can kaybının en fazla olduğu deprem
olarak geçmiştir. Ülkemizde 26 Aralık 1939 yılında
Erzincan’da yaşanan 8,0 şiddetindeki depremde
30.000 civarında insan hayatını kaybetmiştir.
Bir deprem sonucunda doğada meydana gelen
olayları şu şekilde sıralayabiliriz: Yer sarsıntısı, fay
oluşumu, zemin sıvılaşması, yamaç ve çamur akıntısı,
tsunami, göllerde ve yeraltı su seviyelerinde
değişmeler, kaynak ve kaplıca sularında değişmeler.
Volkanik Olaylar
Volkanik faaliyetlerin oluşumunda ve devamında ekstrem durumların yaşanması doğa süreçleri
üzerinde önemli etkiler bırakabilmektedir. Patlamalar sonucu bol miktarda malzemenin yeryüzüne
püskürmesi ile bir yandan volkanik araziler oluşurken bir yandan da duman ve küller atmosferi kaplayarak
güneş ışınlarının yeryüzüne gelişini engeller (Fotoğraf 3). Böylece volkanik püskürmelerin şiddetine bağlı
olarak sıcaklık değerlerinde kısa süreli veya uzun süreli düşüşler görülür. Örneğin, 1883 yılında Krakatau
(Endonezya) Yanardağı’nın püskürmesi sonucunda
atmosferin alt katlarında sıcaklık değerleri 0,1
ile 0,3 C düşmüştür. Bu soğumanın etkisi yaklaşık
iki yıl kadar hissedilmiştir.
Sumatra’daki Toba Dağı yaklaşık 73.000 yıl
önce patlamış ve atmosfere yoğun bir şekilde kül
ve gaz yayılmıştır. Patlamanın şiddetiyle
gökyüzünün karardığı ve bölgede sıcaklık değerlerinin
önemli ölçüde azaldığı görülmüştür. Bu
nedenle iklimin Buzul Çağı’ndaki duruma
döndüğü tahmin edilmektedir. Günümüzde o
bölgede patlamadan geriye kalan 5-10 cm kalınlığında
kül tabakası mevcuttur. 1815’te
Tanbora’da (Endonezya) yaşanan yanardağ patlamasında
92.000 insan hayatını kaybetmiştir.
Okyanus tabanında meydana gelen püskürmeler
deniz suyu sıcaklığını artırmaktadır.
Okyanuslarda yaşayan birçok canlı bu durumdan
olumsuz yönde etkilenmektedir.
Buzul bölgelerinde meydana gelen püskürmeler
buzulların hızla erimesine sebep olmakta ve buzul erimeleri neticesinde büyük sel felaketleri yaşanmaktadır.
Aşırı Yağışlar
Aşırı yağışlar, yağmur, kar ve dolu şeklinde gerçekleşir. Sel ve taşkınlar, aşırı yağışların ortaya
çıkardığı en önemli sorunlardır. Sel ve su baskınları bazen çok tehlikeli boyutlara varabilir. Tarihte büyük
hasar veren çok sayıda sel felaketi yaşanmıştır.
Fotoğraf 3: Atmosferi küllerle kaplayan volkan
püskürmesi
Fotoğraf 2: Deprem sonrası bir görünüm
Kobe (Japonya ),1995
Kuraklık
“Yağışların kaydedilen normal seviyenin altına
düşmesi sonucu arazi ve su kaynaklarının bu
durumdan olumsuz etkilenmesi ve hidrolojik
dengede bozulmanın gerçekleşmesi ile kuraklık
yaşanır.
Ekstrem olaylardan biri olan kuraklık yavaş
gelişir, fakat etkisi uzun sürer. Meteorolojik karakterli
doğal afetler içinde tahmini en zor olanıdır
ancak etkileri diğerlerine göre daha geniş kapsamlıdır.
Yüksek sıcaklıkla birlikte şiddetli rüzgâr ve
düşük nem miktarı gibi diğer değişkenlerde birçok
bölgede kuraklığın oluşmasında etkili olur.
Sıcaklığın etkileri doğrudan ya da dolaylı olabilir.
Tarımsal ürünlerde, otlaklarda ve ormanlık alanlarda
azalma, yangınlarda artma, su seviyesinde
düşme, hayvanların ölüm oranında yükselme, balık
türlerinin zarar görmesi veya yok olması kuraklığın
doğrudan etkilerine örnek olarak gösterilebilir
(Fotoğraf 4).
1907 yılında Çin’de etkili olan kuraklık sonucu
yaşanan açlıktan yaklaşık 24 milyon insan etkilenmiştir.
1965-1967 yılları arasında Hindistan’da
hüküm süren kuraklık 1,5 milyon civarında insanın
ölümüne neden olmuştur.
Azap Gölü
Aydın-Muğla il sınırındaki Azap Gölü sığ ve
köklü su bitkilerinin yoğun olarak bulunduğu,
besince zengin bir göldür ve yüksek biyolojik
çeşitlilik barındırıyor. Hem kuşlar hem de
değişik canlılar için sazlıklar hayati önem taşır.
Azap Gölü değişik özelliklerdeki zengin bitki
çeşitliliği ile çok sayıda kuşa kuluçka imkânı
sağlamakta, göç esnasında konaklayan ve
kışlayan kuşlar için cazip bir ortam oluşturmaktadır.
Azap Gölü Çöl Oldu
Küresel ısınma sonucu meydana gelen kuraklık,
Ege Bölgesi'nde sulak alanları tehdit ediyor.
Büyük Menderes deltası ve Bafa Gölü'nden sonra
3. büyük sulak alan olan Azap Gölü de kuraklıktan
etkilendi. Bir yıl öncesine kadar binlerce su
kuşunun barındığı Azap Gölü'nde birçok sualtı
canlısı ve birçok yaban hayvanı hayatını devam
ettiriyordu. Ancak bugün Azap Gölü'nün içinde
kuraklık yüzünden traktörler dolaşmaya başladı.
Basından, 27 Ağustos 2007
Heyelanlar, yeryüzünde çok yaygın olarak görülen ve sık aralıklarla meydana gelen bir kütle hareketidir.
Heyelanlara bağlı olarak ağaçlar ve bitkiler, toprak tabakası ve anakaya ile birlikte yerinden
sökülerek yamaç aşağı taşınır. Bu olaya bağlı olarak bölgede bitki örtüsünün özelliği bozulur. Bağ, bahçe
ve tarla gibi tarım alanlarındaki verimli topraklar, heyelanla taşınan verimsiz materyalle örtülür. Tarımsal
hasar ve toprak kaybı olmakta, doğal hayat kesintiye uğramakta, bazı canlılar yok olmakta, göller oluşmakta
(Ülkemizde Tortum ve Sera göllerinin oluşumu), akarsuların yatağı değişmektedir.
9 Ekim 1963 günü İtalya’nın kuzeyindeki
Vaiont baraj gölünde meydana gelen yamaç
akması (heyelan) sonucunda yaşanan sel
felaketinde 3000 dolayında insan yaşamını
yitirmiş, önemli ölçüde mal kayıpları olmuştur.
1990 yılında Hawaii, Kolombiya ve Japonya’da,
1991 yılında da Filipinler’de volkan püskürmesine
bağlı olarak yaşanan çamur akıntısı kütle
hareketlerine örnek gösterilebilir.
E t k i n l i k
Yukarıdaki fotoğraflarda hangi tür ekstrem olaylara örnekler görülmektedir? Bu olayların oluşumunu
ve doğal süreçlere etkisini aşağıdaki tabloya yazınız.
Heyelanlar
Ekstrem Durum Oluşum Nedeni Doğal Sürece Etkisi
Kuraklık
Sel ve taşkın
Volkanizma
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder