24 Ekim 2009 Cumartesi

ege denizi ve kıta sahanlığı sorunu

EGE DENİZİ VE KITA SAHANLIĞI PROBLEMİ

1923 Lozan Barış Antlaşması ile Türkiye ve Yunanistan arasında Ege Denizi'nde karşılıklı dengelerin kurulmuş olmasına karşın, bu denge 1930'ların ikinci yarısından itibaren, özellikle Avrupa ve Balkanlarda bazı ülkelerin revizyonist istemlerle ortaya çıkmalarından sonra, hem Türkiye hem de Yunanistan açısından, bazı değişikliklere uğramıştır. Yunanistan, ulusal karasuları sınırını 3 deniz milinden 6 deniz miline genişleterek İtalya'dan gelebilecek olası bir saldırıya hazırlanırken, Türkiye, Lozan Antlaşması’nın Türk Boğazları üzerinde saptamış olduğu statünün yeni gelişmeler çerçevesinde gözden geçirilmesini ve Boğazlar üzerindeki Türk egemenliğinin kesin olarak sağlanmasını istemiştir. Böylece, Montreux Boğazlar Sözleşmesi ile Türkiye, Boğazlar üzerinde egemenliğine yeniden kavuşmuş ve bu bölgelerin silahsızlandırılması yükümlülüğünden kurtularak ulusal güvenliği açısından önemli bir boşluğu kapatmıştır.

Türkiye ve Yunanistan arasında, Ege Denizi üzerinde yoğunlaşan görüş farklılıklarının giderilmesi çabalarını güçleştiren önemli bir faktör ise, bu bölgenin hemen her açıdan benzersiz bir görünüm sergileyerek, taraflar arasında çıkan bir dizi yorum farklılığını çözümleyebilecek hukuksal kuralların saptanabilmesini güçleştirmesidir. Uluslararası Deniz Hukukunun, devletlerin denizlere ilişkin egemenlik haklarına getirmiş olduğu yenilikler, özellikle Ege Denizi'nin coğrafi/jeolojik yapısı dikkate alındığında, Türkiye ve Yunanistan arasında yorum farklılıklarına, giderek uzlaşmazlıklara neden olmaktadır. Ege Denizi'nde adaların yoğun bir dağılım göstermekte oluşu ve Anadolu sahillerinden 3 deniz mili ötedeki adaların bazılarının isimleri belirtilerek antlaşmalarla Yunanistan'a bırakılmış olması, Ege Denizi'ne kıyıdar devletlerden herhangi birinin egemenlik haklarını genişletmek istemesi durumunda, diğer devletin, bu yöndeki bir gelişmeyi kendi egemenlik haklarına yönelik bir tehdit olarak algılamasına yol açmaktadır.

Kıta Sahanlığında mevcut anlaşmazlığın temel nedeni ekonomik kaynakların paylaşılması yanında, çizilecek sınırın ileride egemenlik haklarını belirleyen gerçek bir sınıra dönüştürülmesi ihtimalidir. Diğer bir deyişle Ege'de kıta sahanlığının sınırlandırılması, her iki ülke yönünde de Ege'nin paylaşılması anlamına gelmektedir.

Kıta sahanlığı konusunda iki ülkenin de "şimdilik" kaydıyla uluslararası sularda petrol arama faaliyetlerine girişmeyeceklerini açıklamalarından sonra, iki ülke arasındaki olası savaş riski geçici olarak ertelenmiş bulunmaktadır. Gerçi gerginlik atlatılmıştır, ancak, taraflar arasında sorunun özüne ilişkin görüş ayrılıklarının yanı sıra sorunun hukuki mi yoksa siyasi bir sorun mu olduğuna ilişkin yaklaşım farklılıkları da gündemde varlığını sürdürmektedir.

2 yorum:

  1. BUNU PERFONMANS ODEVIME YAZSAM GECERLİ OLURMU SİZCEE

    YanıtlaSil

  2. Kadının elini kolunu yatak odasında bağlayıp zorla porno izle yaparak, daha çok gangbang porno tarzına yakın sikiş sağladı.

    YanıtlaSil